Özgür Özel'den çarpıcı Mehmet Şimşek iddiası
Şu kişiden alıntılanmıştır: admin tarhinde 19 Temmuz 2025, 21:01
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından her hafta çarşamba günleri İstanbul’un bir ilçesinde ve her hafta sonu Türkiye’nin farklı bir ilinde düzenlenen ”Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin 14’üncüsü, İmamoğlu’nun memleketi Trabzon’da gerçekleşti. Trabzon Atatürk Alanı’nda (Meydanpark) gerçekleştirilen mitinge on binlerce vatandaş katıldı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Trabzon’da düzenlenen mitingde kalabalığa seslendi. Özel, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in görevinden ayrılmak istediğini öne sürerek “Bu 19 Mart darbesinin mali ayağı Mehmet Şimşek, pazartesi kabine değişecek güya Mehmet Şimşek gidecekmiş. Diyormuş ki İngiltere’de iyi bir pozisyon buldum, yoruldum. Bu kadar emeklinin ahı üstündeyken, seni bırakmayız Mehmet Şimşek! Darbecelikten emekli olunmaz, hesap soracağız.” dedi.
Özel’in konuşmasında öne çıkan ifadeler şu şekilde:
– Pazartesi günü hep birlikte önce grup başkanvekilliği de yaptığı TBMM’de, sonra Genel Başkanlığını yaptığı Cumhuriyet Halk Partisi’nin önünde ona veda edip Salı günü de hep birlikte İstanbul’da son görevimizi yapacağız. Altan Öymen bu mitingleri televizyondan en dikkatli takip eden, manşeti yakalayan, övgüyü bolca söyleyen, varsa eleştirisi nazikçe ifade eden, bu sürecin en yakın takipçilerinden biriydi. Biliyorum ki bugün gözü, kulağı burada olacaktı çünkü burasının onun için bambaşka bir anlamı vardı. Altan Öymen Trabzonlu’dur, babası Trabzonlu’dur.
– Hepimizin başı sağ olsun, Trabzonumuzun başı sağ olsun. Trabzon bugün hem üzgün, hem kızgın çünkü bir evladını kaybetti ama evlatları bugün Akçaabat’ın yiğit evladı Ekrem İmamoğlu, Maçka’nın evladı Mehmet Murat Çalık, Araklı’nın gururu Hasan Akgün bugün bu mitingi Silivri Cezaevi’nden izliyorlar. Mehmet Murat Çalık, önce Buca Cezaevi’ne sağlık durumundaki kötüleşmeden sonra hastaneye, İzmir Adli Tıp’a, İstanbul Adli Tıp’a, olmadı geri Buca’ya, yeniden bir talimatla Bayraklı’daki Şehir Hastanesi’ne kapı kapı gezdirilirken, hemşehriniz annesi, eşi, 12 yaşında evladı hastane bahçelerinde onu beklerken, birileri ona zulmediyor.”
Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “Oturduğu koltuğun son sahibi” ifadesiyle seslenirken, o koltuğun ilk sahibi olduğunu belirttiği Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nda Yunan Ordusu Kumandanı Trikopis’e nasıl davrandığını anlatarak, “Bir tarafta düşmanına bile fırsatını bulunca zulmetmeyen, saygı gösteren insanca davranan bir cumhurbaşkanı. Öyle bir lider. Bir tarafta Mehmet Murat Çalık’ın 12 yaşındaki evladına, 84 yaşındaki anasına kıyan bir zavallı. Yazıklar olsun” dedi.– Kızgınlığınızı, öfkenizi anlıyorum. Yerden göğe kadar hak veriyorum. Şunu bilin ki, burada yaşadığımız mesele ne siyasettir, ne normal bir siyasi mücadeledir. Burada yaşadığımız mesele, birilerinin iktidara gelirken demokrasiyi tramvay gibi görenlerin, işine gelince binenlerin, işine gelmeyince inenlerin, millet oyu kendine verince milli irade diyenlerin ama oyu başkasına verince hazımsızlık yapanlara karşı bu ülkenin demokrasisini, Atatürk’ten emanet sandığı ve bu ülkenin sizlerin takdiriyle bir sonraki cumhurbaşkanını koruma, ona sahip çıkma günüdür. Erdoğan’a birisi bu meydanı göstersin, bir uşak daha girecek, adım atacak yer bulamadı göstersin. Taşımadan, zorlamadan, kamu çalışanını getirmeden, kimseye ‘hadi yürü’ demeden nasıl iğne atacak yer kalmamış. Ey Erdoğan, gör bakalım Trabzon ne olmuş. Ey Erdoğan, bu meydanda 120 bin kişiyiz ve diplomanı sorguluyoruz Trabzon olarak. Benim evladımın helal diplomasına el uzatırsan, o uzanan ele hesap sorarım diyor Trabzon.
“10 Trabzonlu bir hafif raylı sistem yapamadı”
– Yüksek mevkilerde Trabzon’a hayrı olmayan Trabzonlular var. Trabzon bu şehrin iyiliği için teşvik istiyor, halen 3’üncü sırada. 6’ncı bölge teşvik olmak, yatırım almak, işsizlikten kurtulmak istiyor dinleyen yok. Madenler bölgenin doğasını katlediyor. Araklı’da çöp tesisinin kokusu şehrin belası. İzmir’de körfezi temizleme yetkisi onlarda olmasına rağmen suçu bize atanlara burada soruyorum. Büyükşehir de sizde, ana iktidar da sizde, Araklı’daki kokunun müsebibi kim be Allah’ın adamı, kim şimdi söyle. Son geldiğimde 4 milletvekili vardı AK Parti’den, 4 de bakan vardı AK Parti’den, 8. Büyükşehir 9. Ortahisar, 10. 10 tane Trabzonlu AK Partili, Trabzonlu bir hafif raylı sistem yapamadı. Ama burada beceriksizlik Trabzonlu olmakta değil, çünkü bir tane Trabzonlu CHP’li İstanbul’a 10 tane metro yaptı, 10 tane. Demek ki beceremeyen Trabzonlular değil AK Partili Trabzonlularmış. 10 tane metroyu oraya yapan Ekrem İmamoğlu orada. Bir yanda burada 10 tanesi 1 hafif raylı sistem yapamamış. Dediniz ki, ‘Bu iş böyle olmaz’. Aldınız Ortahisar’ı onlardan verdiniz CHP’ye, Ahmet Kaya Başkana.
– Trabzon fındıkla çayla geçiniyor. Üretici dertli. Fındığı yerli üretici üretiyor, parayı yabancı şirket kazanıyor. İktidarın yol verdiği yabancı kartel, fındıktan parayı kazanıyor. Bizim fındık üreticimizi de perişan ediyorlar. 11 yıldır fındıkta gelir desteğini artırmadılar. Bu sene kahverengi kokarca bahçeleri vurdu. Don oldu, çayı vurdu, fındığı vurdu. Külleme hastalığı rekolteyi düşürdü. Toprağın maliyetini de kendi emeğini de hesap edince maliyet 200 TL’ye dayandı. Fındığı geçen seneki maliyetinin bile altında alıyorlar. Trabzon’dan sesleniyoruz. 250 TL’nin altında bir taban fiyat zulümdür, ölümdür, kabul etmiyoruz. Çay için iki kere verdik, reddettiler. Çay Kanunu yok. Çay Kanunu olmadığı için taban fiyat yok. Bu yılki alım fiyatı 25 TL, maliyetin bile altında. Üretici, daha düşük fiyatlara satmaya zorlanıyor çünkü ÇAYKUR kota koyuyor, ÇAYKUR parayı peşin ödemiyor. Borç olunca, faiz baskısı olunca çay üreticisi 25 TL’nin altında satmaya zorlanıyor. İsmet Paşa’nın Cumhuriyet Halk Partisi’nin Trabzon’a Rize’ye armağanı olan çaya hep birlikte sahip çıkacağız. Çay üreticisinin de fındık üreticisinin de biz sesi oluyoruz ama hemşehriniz cumhurbaşkanı olacak onlara eski günlerini yaşatacak..
– Ülkemiz, bu iktidarın elinde geriye gidiyor, ekonomi dibe gidiyor. 2002 yılında en düşük emekli maaşı, 8 çeyrek altın alıyordu. Şu anda 2,5 çeyrek altın alıyor. Asgari ücret Tayyip Bey geldiğinde 7 çeyrek altın alıyordu, şimdi 3 çeyrek altın alıyor. en düşük memur maaşı Tayyip Bey geldiğinde 14,5 çeyrek altın alıyordu, şimdi 6,5 çeyrek altın alıyor. Her hesap şaşar, altın hesabı şaşmaz. Aklına çok güvendiğim bir siyaset büyüğü dedi ki, ‘Millet iki ‘K’ya bakar, kıyma ve kira.’ Döndüm, baktım. Adalet ve Kalkınma Partisi geldiğinde 1 kilo kıyma 4,5 TL idi, şimdi 860 TL. Kıyma 200 kat, kira 160 kat artmış. Emekliye 16 bin TL, asgari ücretliye 22 bin TL, kira 25 bin TL. Üç kişiden biri işsiz. 10 gençten 4’ü işsiz. Türkiye’de 4,7 milyon genç ne okulda ne işte. Avrupa’da ev genci yüzde 6 olmuş, tasadalar, telaştalar. Türkiye’de rakam yüzde 30 olmuş. Emeklilere 16 bin 800 TL’yi reva görüyorlar, asgari ücrete zam yapmıyorlar. En düşük emekli maaşının asgari ücret olmasını önerdik, Meclis’te bekliyor. Memur emeklisine 16 bin TL zam önerdik, kanun bekliyor. Asgari ücretin 30 bin 205 TL olmasını önerdik, Meclis’te bekliyor. Kamu işçisi çerçeve protokol bekliyor 1 Ocak’tan beri. Dalga geçer gibi zamlar teklif ediyorlar. 1 Ağustos’ta kamu çalışanlarının, memurların ve emeklilerin toplu iş sözleşmeleri geliyor, duyan yok, gören yok. CHP olarak bütün kanun tekliflerimizin arkasındayız. Grev kararı alan sendikaların, mücadele edecek olan memurların, işçilerin arkasındayız. Sonuna kadar mücadele edeceğiz, söke söke alacağız.
Özel, Trabzon mitingi nedeniyle Bayburt, Artvin, Rize ve Gümüşhane’den polis getirildiğini belirterek, “Polise de bekçiye de jandarmaya da sahil güvenliğe de hakkını istiyoruz. Günü gelince şehit olmayı vazife bilenlere zulmü reva görmüyoruz. CHP gelecek, seçim akşamı polisle gençler el ele halay çekecek” ifadesini kullandı. Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
– 19 Mart darbesinin mali ayağı Mehmet Şimşek. Şimdi Pazartesi kabine değişecek güya Mehmet Şimşek gidecekmiş. Bence bir yere gidemeyecek de, diyormuş ki, ‘Yoruldum, İngiltere’de bir uygun pozisyon buldum, dinleneceğim, emekli olacağım’. Bu kadar emeklinin ahı üstündeyken, 19 Mart darbesinin kiri üstündeyken seni bırakmayız. Mehmet Şimşek, darbecilikten emekli olunmaz, hesap soracağız.
“Ferdi Başkan’ın kızı Allah’ın izniyle mimar olacak”
– Bugün YKS açıklandı. Ferdi Başkan’ın kızı Nehir, ‘Babam gibi mimar olacağım’ diyordu. Bugün sonuçlar açıklandı. Allah’ın izniyle mimar olacak. Bugün iyi puanlar alan, yüzü gülenleri bütün evlatlarımızı tebrik ediyoruz. Başaramayanlara diyoruz ki, asla yılmak yok, moral bozmak yok. Mücadeleye devam, siz başaracaksınız, Türkiye sizinle kazanacak. Bütün gençleri çok seviyoruz.
– LGS yapıldı. Maalesef rezillik paçalardan akıyor. LGS deyince gençlerin içi yanıyor. Geleceğine karar verecek sınavlara giriyorlar, onlar sınavdayken sorular whatsapp gruplarında dolaşıyor. Sınav bitmeden birileri soruların fotoğraflarını gösteriyor. Sınavlardan 719 birinci çıkmış, geçen senenin iki katı. Buradaki en büyük haksızlık, hakkıyla çalışıp birinci çıkan da bu süreçte zan altında kalıyor. Gerçekten emeğiyle çalışanlar ile, yanlış işlere karışanlar bir araya getiriliyor. Bunu söyleyince Milli Eğitim Bakanı, ‘Geri zekalıya anlatır gibi anlatıyorum’ dedi. Şimdi ne oldu, 29 kişiye soruşturma açıldı, bilgi işlemden sorumlu genel müdür görevdan alındı. Koklayarak yolda yürüyen Milli Eğitim Bakanı, paçandan aktı.
– 1 milyonun üzerinde imam hatipli var. İmam hatiplileri kimse bir partiye mal etmesin. İmam hatip düşmanlığı yapacağım diye kimse kul hakkına girmesin, hepsi evladımız. Tayyip Erdoğan diyor ki, ‘Ben de imam hatipliyim ya’. Sanki imam hatip öğrencileri AK Parti’nin tapulu malıymış gibi, sanki onların geleceği kararmıyormuş, sanki mezun olup çıkınca işsizler ordusuna katılmıyormuş gibi, hayalleri peşinde giderken, hepsi hayal kırıklığına uğramıyormuş gibi, sanki babası yoksul değil, evin kirası yüksek değil gibi… Çok seviyorsan bu ülkede kutuplaşmada imam hatiplerini kendi tarafına itmeye değil, bütün toplumun yoksuluna, emeklisine, emekçisine, öğrencisine sahip çıkmaya ihtiyaç var. Onu sen yapmazsın. Biz yapacağız, Ekrem Başkan yapacak. Trabzon’un has evladı yapacak. ‘Türkiye sınav güvenliğinde parmakla gösterilir’ diyor. Sanki FETÖ bu ülkede soruları çalmadı, sınavlar iptal olmadı, YÖK Başkanları, üniversite sınav komisyonu başkanları FETÖ’den içeriye yatmadı, dünya kadar FETÖ’cü haksızlıkla bir yerlere girmedi gibi. Size ant olsun o dönem de bitiyor, yeni bir dönem geliyor. Artık bundan sonra AK Parti’nin seçkinlerinin değil, bakan evlatlarının değil, vatan evlatlarının dönemi başlıyor.“Eylem planına imza atmadan Kolombiya’dan kaçtılar”
– Gazze’de 600 günden fazladır zulüm var, soykırım var. 60 bine yakın sivil öldü, çoğu kadın ve çocuk. Şimdi ateşkes nutuğu atanlara bakmayın, son bir haftada 396 sivil daha öldü. Filistin meselesine 3’üncü Genel Başkanımız Bülent Ecevit‘in samimiyetiyle, Yaser Arafat ile kurduğu dostlukla, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının cesaretiyle yaklaşıyoruz. Diğer yanda Erdoğan’ın Netanyahu ile kayıkçı kavgasını izliyoruz. İsrail ile ticaret cayır cayır devam ediyor. Gazze’ye yardım götüren Madleen gemisine müdahale ediliyor. Ayşenur Ezgi Eygi kızımız, Filistin’de vuruldu, öldü. Hakkını Erdoğan aramıyor, arayamıyor. Amerika’da Rumeysa Öztürk, Filistin için eylem yaptı, hapiste kaldı. Kılını bile kıpırdatmadılar. Şimdi 12 ülke, Türkiye’yi de davet ettiler ve Filistin’e sahip çıkmak için bir araya geldiler. İsrail’i kınayan bir bildiriye Kolombiya’daki toplantıda imza attılar. Arkasından eylem planı açıklanacaktı. Eylem planında ne var? İsrail ile ticaretin tamamen kesilmesi, Filistin topraklarında suç işleyenlerin bu 12 ülkede yakalanırsa yargılanması var. Bu eylem planına imza atmadan Kolombiya’dan kaçtılar. Trump’tan korktular, Netanyahu’ya meydan okumaktan, ticareti durdurmaktan korktular. Bir tarafta samimiyetle Filistin’e sahip çıkan sizler, bir tarafta Cumhuriyet tarihinin en büyük riyakarlığı. Bu riyakarlığı Türk milletine şikayet ediyorum.
“Orta Doğu’da demokrasi ile istikrar olur”
– Artık Orta Doğu’da statüko değişiyor. Orta Doğu’da Baas rejimleri gitti, otoriter rejimler yıkıldı. Bunların yerini doldurmaya çalışan mezhepçi dayatmalar yenildi. Vahabilik, Selefilik, İhvancılık yenildi. Müslümanın Müslümanı öldürdüğü, ama kazananın İsrail olduğu, emperyalistlerin olduğu bir süreç yaşandı. Bu yıkım ve yenilgiden ders alan bazı Körfez ülkeleri, yeni döneme uyum sağlayıp çatışmalardan uzak kalıyorlar ve refahları hızla artıyor. Orta Doğu’nun ihtiyacı demokratik kapsayıcılıktır. CHP, Türkiye için de Suriye için de bütün Orta Doğu için de demokratik kapsayıcılığı savunmaktadır. Ama Erdoğan bunu görmüyor. ‘Bak fethettim’ diye övündüğü Suriye’de şimdi neler oluyor? Demokrasi çatısını inşa etmek yerine bir mezhepçilik çatısını kurmaya çalışıyor; ümmetten, ümmetçilikten bahsediyor. Erdoğan eğer ümmeti güçlendirmek istiyorsan, yine demokratik kapsayıcılığa ihtiyaç var. Ümmeti İsrail’in karşısında güçsüz bırakan da bu mezhepçi anlayıştır. Bir gerçeği görmüyorsan onların kuklası olursun, maşası olursun. Mezhepçilik üstünden çatı kurarak Orta Doğu’da istikrar olmaz. Orta Doğu’da demokrasi ile istikrar olur. Barışla istikrar olur. Bilimle istikrar olur. Suriye’nin birliğini savunarak istikrar olur.
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından her hafta çarşamba günleri İstanbul’un bir ilçesinde ve her hafta sonu Türkiye’nin farklı bir ilinde düzenlenen ”Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin 14’üncüsü, İmamoğlu’nun memleketi Trabzon’da gerçekleşti. Trabzon Atatürk Alanı’nda (Meydanpark) gerçekleştirilen mitinge on binlerce vatandaş katıldı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Trabzon’da düzenlenen mitingde kalabalığa seslendi. Özel, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in görevinden ayrılmak istediğini öne sürerek “Bu 19 Mart darbesinin mali ayağı Mehmet Şimşek, pazartesi kabine değişecek güya Mehmet Şimşek gidecekmiş. Diyormuş ki İngiltere’de iyi bir pozisyon buldum, yoruldum. Bu kadar emeklinin ahı üstündeyken, seni bırakmayız Mehmet Şimşek! Darbecelikten emekli olunmaz, hesap soracağız.” dedi.
Özel’in konuşmasında öne çıkan ifadeler şu şekilde:
– Pazartesi günü hep birlikte önce grup başkanvekilliği de yaptığı TBMM’de, sonra Genel Başkanlığını yaptığı Cumhuriyet Halk Partisi’nin önünde ona veda edip Salı günü de hep birlikte İstanbul’da son görevimizi yapacağız. Altan Öymen bu mitingleri televizyondan en dikkatli takip eden, manşeti yakalayan, övgüyü bolca söyleyen, varsa eleştirisi nazikçe ifade eden, bu sürecin en yakın takipçilerinden biriydi. Biliyorum ki bugün gözü, kulağı burada olacaktı çünkü burasının onun için bambaşka bir anlamı vardı. Altan Öymen Trabzonlu’dur, babası Trabzonlu’dur.
– Hepimizin başı sağ olsun, Trabzonumuzun başı sağ olsun. Trabzon bugün hem üzgün, hem kızgın çünkü bir evladını kaybetti ama evlatları bugün Akçaabat’ın yiğit evladı Ekrem İmamoğlu, Maçka’nın evladı Mehmet Murat Çalık, Araklı’nın gururu Hasan Akgün bugün bu mitingi Silivri Cezaevi’nden izliyorlar. Mehmet Murat Çalık, önce Buca Cezaevi’ne sağlık durumundaki kötüleşmeden sonra hastaneye, İzmir Adli Tıp’a, İstanbul Adli Tıp’a, olmadı geri Buca’ya, yeniden bir talimatla Bayraklı’daki Şehir Hastanesi’ne kapı kapı gezdirilirken, hemşehriniz annesi, eşi, 12 yaşında evladı hastane bahçelerinde onu beklerken, birileri ona zulmediyor.”
Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “Oturduğu koltuğun son sahibi” ifadesiyle seslenirken, o koltuğun ilk sahibi olduğunu belirttiği Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nda Yunan Ordusu Kumandanı Trikopis’e nasıl davrandığını anlatarak, “Bir tarafta düşmanına bile fırsatını bulunca zulmetmeyen, saygı gösteren insanca davranan bir cumhurbaşkanı. Öyle bir lider. Bir tarafta Mehmet Murat Çalık’ın 12 yaşındaki evladına, 84 yaşındaki anasına kıyan bir zavallı. Yazıklar olsun” dedi.
– Kızgınlığınızı, öfkenizi anlıyorum. Yerden göğe kadar hak veriyorum. Şunu bilin ki, burada yaşadığımız mesele ne siyasettir, ne normal bir siyasi mücadeledir. Burada yaşadığımız mesele, birilerinin iktidara gelirken demokrasiyi tramvay gibi görenlerin, işine gelince binenlerin, işine gelmeyince inenlerin, millet oyu kendine verince milli irade diyenlerin ama oyu başkasına verince hazımsızlık yapanlara karşı bu ülkenin demokrasisini, Atatürk’ten emanet sandığı ve bu ülkenin sizlerin takdiriyle bir sonraki cumhurbaşkanını koruma, ona sahip çıkma günüdür. Erdoğan’a birisi bu meydanı göstersin, bir uşak daha girecek, adım atacak yer bulamadı göstersin. Taşımadan, zorlamadan, kamu çalışanını getirmeden, kimseye ‘hadi yürü’ demeden nasıl iğne atacak yer kalmamış. Ey Erdoğan, gör bakalım Trabzon ne olmuş. Ey Erdoğan, bu meydanda 120 bin kişiyiz ve diplomanı sorguluyoruz Trabzon olarak. Benim evladımın helal diplomasına el uzatırsan, o uzanan ele hesap sorarım diyor Trabzon.
“10 Trabzonlu bir hafif raylı sistem yapamadı”
– Yüksek mevkilerde Trabzon’a hayrı olmayan Trabzonlular var. Trabzon bu şehrin iyiliği için teşvik istiyor, halen 3’üncü sırada. 6’ncı bölge teşvik olmak, yatırım almak, işsizlikten kurtulmak istiyor dinleyen yok. Madenler bölgenin doğasını katlediyor. Araklı’da çöp tesisinin kokusu şehrin belası. İzmir’de körfezi temizleme yetkisi onlarda olmasına rağmen suçu bize atanlara burada soruyorum. Büyükşehir de sizde, ana iktidar da sizde, Araklı’daki kokunun müsebibi kim be Allah’ın adamı, kim şimdi söyle. Son geldiğimde 4 milletvekili vardı AK Parti’den, 4 de bakan vardı AK Parti’den, 8. Büyükşehir 9. Ortahisar, 10. 10 tane Trabzonlu AK Partili, Trabzonlu bir hafif raylı sistem yapamadı. Ama burada beceriksizlik Trabzonlu olmakta değil, çünkü bir tane Trabzonlu CHP’li İstanbul’a 10 tane metro yaptı, 10 tane. Demek ki beceremeyen Trabzonlular değil AK Partili Trabzonlularmış. 10 tane metroyu oraya yapan Ekrem İmamoğlu orada. Bir yanda burada 10 tanesi 1 hafif raylı sistem yapamamış. Dediniz ki, ‘Bu iş böyle olmaz’. Aldınız Ortahisar’ı onlardan verdiniz CHP’ye, Ahmet Kaya Başkana.
– Trabzon fındıkla çayla geçiniyor. Üretici dertli. Fındığı yerli üretici üretiyor, parayı yabancı şirket kazanıyor. İktidarın yol verdiği yabancı kartel, fındıktan parayı kazanıyor. Bizim fındık üreticimizi de perişan ediyorlar. 11 yıldır fındıkta gelir desteğini artırmadılar. Bu sene kahverengi kokarca bahçeleri vurdu. Don oldu, çayı vurdu, fındığı vurdu. Külleme hastalığı rekolteyi düşürdü. Toprağın maliyetini de kendi emeğini de hesap edince maliyet 200 TL’ye dayandı. Fındığı geçen seneki maliyetinin bile altında alıyorlar. Trabzon’dan sesleniyoruz. 250 TL’nin altında bir taban fiyat zulümdür, ölümdür, kabul etmiyoruz. Çay için iki kere verdik, reddettiler. Çay Kanunu yok. Çay Kanunu olmadığı için taban fiyat yok. Bu yılki alım fiyatı 25 TL, maliyetin bile altında. Üretici, daha düşük fiyatlara satmaya zorlanıyor çünkü ÇAYKUR kota koyuyor, ÇAYKUR parayı peşin ödemiyor. Borç olunca, faiz baskısı olunca çay üreticisi 25 TL’nin altında satmaya zorlanıyor. İsmet Paşa’nın Cumhuriyet Halk Partisi’nin Trabzon’a Rize’ye armağanı olan çaya hep birlikte sahip çıkacağız. Çay üreticisinin de fındık üreticisinin de biz sesi oluyoruz ama hemşehriniz cumhurbaşkanı olacak onlara eski günlerini yaşatacak..
– Ülkemiz, bu iktidarın elinde geriye gidiyor, ekonomi dibe gidiyor. 2002 yılında en düşük emekli maaşı, 8 çeyrek altın alıyordu. Şu anda 2,5 çeyrek altın alıyor. Asgari ücret Tayyip Bey geldiğinde 7 çeyrek altın alıyordu, şimdi 3 çeyrek altın alıyor. en düşük memur maaşı Tayyip Bey geldiğinde 14,5 çeyrek altın alıyordu, şimdi 6,5 çeyrek altın alıyor. Her hesap şaşar, altın hesabı şaşmaz. Aklına çok güvendiğim bir siyaset büyüğü dedi ki, ‘Millet iki ‘K’ya bakar, kıyma ve kira.’ Döndüm, baktım. Adalet ve Kalkınma Partisi geldiğinde 1 kilo kıyma 4,5 TL idi, şimdi 860 TL. Kıyma 200 kat, kira 160 kat artmış. Emekliye 16 bin TL, asgari ücretliye 22 bin TL, kira 25 bin TL. Üç kişiden biri işsiz. 10 gençten 4’ü işsiz. Türkiye’de 4,7 milyon genç ne okulda ne işte. Avrupa’da ev genci yüzde 6 olmuş, tasadalar, telaştalar. Türkiye’de rakam yüzde 30 olmuş. Emeklilere 16 bin 800 TL’yi reva görüyorlar, asgari ücrete zam yapmıyorlar. En düşük emekli maaşının asgari ücret olmasını önerdik, Meclis’te bekliyor. Memur emeklisine 16 bin TL zam önerdik, kanun bekliyor. Asgari ücretin 30 bin 205 TL olmasını önerdik, Meclis’te bekliyor. Kamu işçisi çerçeve protokol bekliyor 1 Ocak’tan beri. Dalga geçer gibi zamlar teklif ediyorlar. 1 Ağustos’ta kamu çalışanlarının, memurların ve emeklilerin toplu iş sözleşmeleri geliyor, duyan yok, gören yok. CHP olarak bütün kanun tekliflerimizin arkasındayız. Grev kararı alan sendikaların, mücadele edecek olan memurların, işçilerin arkasındayız. Sonuna kadar mücadele edeceğiz, söke söke alacağız.
Özel, Trabzon mitingi nedeniyle Bayburt, Artvin, Rize ve Gümüşhane’den polis getirildiğini belirterek, “Polise de bekçiye de jandarmaya da sahil güvenliğe de hakkını istiyoruz. Günü gelince şehit olmayı vazife bilenlere zulmü reva görmüyoruz. CHP gelecek, seçim akşamı polisle gençler el ele halay çekecek” ifadesini kullandı. Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
– 19 Mart darbesinin mali ayağı Mehmet Şimşek. Şimdi Pazartesi kabine değişecek güya Mehmet Şimşek gidecekmiş. Bence bir yere gidemeyecek de, diyormuş ki, ‘Yoruldum, İngiltere’de bir uygun pozisyon buldum, dinleneceğim, emekli olacağım’. Bu kadar emeklinin ahı üstündeyken, 19 Mart darbesinin kiri üstündeyken seni bırakmayız. Mehmet Şimşek, darbecilikten emekli olunmaz, hesap soracağız.
“Ferdi Başkan’ın kızı Allah’ın izniyle mimar olacak”
– Bugün YKS açıklandı. Ferdi Başkan’ın kızı Nehir, ‘Babam gibi mimar olacağım’ diyordu. Bugün sonuçlar açıklandı. Allah’ın izniyle mimar olacak. Bugün iyi puanlar alan, yüzü gülenleri bütün evlatlarımızı tebrik ediyoruz. Başaramayanlara diyoruz ki, asla yılmak yok, moral bozmak yok. Mücadeleye devam, siz başaracaksınız, Türkiye sizinle kazanacak. Bütün gençleri çok seviyoruz.
– LGS yapıldı. Maalesef rezillik paçalardan akıyor. LGS deyince gençlerin içi yanıyor. Geleceğine karar verecek sınavlara giriyorlar, onlar sınavdayken sorular whatsapp gruplarında dolaşıyor. Sınav bitmeden birileri soruların fotoğraflarını gösteriyor. Sınavlardan 719 birinci çıkmış, geçen senenin iki katı. Buradaki en büyük haksızlık, hakkıyla çalışıp birinci çıkan da bu süreçte zan altında kalıyor. Gerçekten emeğiyle çalışanlar ile, yanlış işlere karışanlar bir araya getiriliyor. Bunu söyleyince Milli Eğitim Bakanı, ‘Geri zekalıya anlatır gibi anlatıyorum’ dedi. Şimdi ne oldu, 29 kişiye soruşturma açıldı, bilgi işlemden sorumlu genel müdür görevdan alındı. Koklayarak yolda yürüyen Milli Eğitim Bakanı, paçandan aktı.
– 1 milyonun üzerinde imam hatipli var. İmam hatiplileri kimse bir partiye mal etmesin. İmam hatip düşmanlığı yapacağım diye kimse kul hakkına girmesin, hepsi evladımız. Tayyip Erdoğan diyor ki, ‘Ben de imam hatipliyim ya’. Sanki imam hatip öğrencileri AK Parti’nin tapulu malıymış gibi, sanki onların geleceği kararmıyormuş, sanki mezun olup çıkınca işsizler ordusuna katılmıyormuş gibi, hayalleri peşinde giderken, hepsi hayal kırıklığına uğramıyormuş gibi, sanki babası yoksul değil, evin kirası yüksek değil gibi… Çok seviyorsan bu ülkede kutuplaşmada imam hatiplerini kendi tarafına itmeye değil, bütün toplumun yoksuluna, emeklisine, emekçisine, öğrencisine sahip çıkmaya ihtiyaç var. Onu sen yapmazsın. Biz yapacağız, Ekrem Başkan yapacak. Trabzon’un has evladı yapacak. ‘Türkiye sınav güvenliğinde parmakla gösterilir’ diyor. Sanki FETÖ bu ülkede soruları çalmadı, sınavlar iptal olmadı, YÖK Başkanları, üniversite sınav komisyonu başkanları FETÖ’den içeriye yatmadı, dünya kadar FETÖ’cü haksızlıkla bir yerlere girmedi gibi. Size ant olsun o dönem de bitiyor, yeni bir dönem geliyor. Artık bundan sonra AK Parti’nin seçkinlerinin değil, bakan evlatlarının değil, vatan evlatlarının dönemi başlıyor.
“Eylem planına imza atmadan Kolombiya’dan kaçtılar”
– Gazze’de 600 günden fazladır zulüm var, soykırım var. 60 bine yakın sivil öldü, çoğu kadın ve çocuk. Şimdi ateşkes nutuğu atanlara bakmayın, son bir haftada 396 sivil daha öldü. Filistin meselesine 3’üncü Genel Başkanımız Bülent Ecevit‘in samimiyetiyle, Yaser Arafat ile kurduğu dostlukla, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının cesaretiyle yaklaşıyoruz. Diğer yanda Erdoğan’ın Netanyahu ile kayıkçı kavgasını izliyoruz. İsrail ile ticaret cayır cayır devam ediyor. Gazze’ye yardım götüren Madleen gemisine müdahale ediliyor. Ayşenur Ezgi Eygi kızımız, Filistin’de vuruldu, öldü. Hakkını Erdoğan aramıyor, arayamıyor. Amerika’da Rumeysa Öztürk, Filistin için eylem yaptı, hapiste kaldı. Kılını bile kıpırdatmadılar. Şimdi 12 ülke, Türkiye’yi de davet ettiler ve Filistin’e sahip çıkmak için bir araya geldiler. İsrail’i kınayan bir bildiriye Kolombiya’daki toplantıda imza attılar. Arkasından eylem planı açıklanacaktı. Eylem planında ne var? İsrail ile ticaretin tamamen kesilmesi, Filistin topraklarında suç işleyenlerin bu 12 ülkede yakalanırsa yargılanması var. Bu eylem planına imza atmadan Kolombiya’dan kaçtılar. Trump’tan korktular, Netanyahu’ya meydan okumaktan, ticareti durdurmaktan korktular. Bir tarafta samimiyetle Filistin’e sahip çıkan sizler, bir tarafta Cumhuriyet tarihinin en büyük riyakarlığı. Bu riyakarlığı Türk milletine şikayet ediyorum.
“Orta Doğu’da demokrasi ile istikrar olur”
– Artık Orta Doğu’da statüko değişiyor. Orta Doğu’da Baas rejimleri gitti, otoriter rejimler yıkıldı. Bunların yerini doldurmaya çalışan mezhepçi dayatmalar yenildi. Vahabilik, Selefilik, İhvancılık yenildi. Müslümanın Müslümanı öldürdüğü, ama kazananın İsrail olduğu, emperyalistlerin olduğu bir süreç yaşandı. Bu yıkım ve yenilgiden ders alan bazı Körfez ülkeleri, yeni döneme uyum sağlayıp çatışmalardan uzak kalıyorlar ve refahları hızla artıyor. Orta Doğu’nun ihtiyacı demokratik kapsayıcılıktır. CHP, Türkiye için de Suriye için de bütün Orta Doğu için de demokratik kapsayıcılığı savunmaktadır. Ama Erdoğan bunu görmüyor. ‘Bak fethettim’ diye övündüğü Suriye’de şimdi neler oluyor? Demokrasi çatısını inşa etmek yerine bir mezhepçilik çatısını kurmaya çalışıyor; ümmetten, ümmetçilikten bahsediyor. Erdoğan eğer ümmeti güçlendirmek istiyorsan, yine demokratik kapsayıcılığa ihtiyaç var. Ümmeti İsrail’in karşısında güçsüz bırakan da bu mezhepçi anlayıştır. Bir gerçeği görmüyorsan onların kuklası olursun, maşası olursun. Mezhepçilik üstünden çatı kurarak Orta Doğu’da istikrar olmaz. Orta Doğu’da demokrasi ile istikrar olur. Barışla istikrar olur. Bilimle istikrar olur. Suriye’nin birliğini savunarak istikrar olur.